Bir sivilcenin patlaması gibi çıktın hayatımdan, öylece umarsız ve öylece hızlı.. Giderken rüzgarında çocuklar uçurtmalarını uçurdular, bağırdılar abla dur gitme diye. Yok, yok sen gidecektin, son trene biletin vardı ya gitmeliydin.

Bir merminin silahtan çıkışı gibi çıktın hayatımdan, öylece acımasız ve öylece öldürmeye kararlı. Giderken ağıtlar bıraktın ardında ve cesetler .. Ankara'nın arka sokaklarında.. Yok yok, sen gidecektin, herşey kanun namınaydı ya gitmeliydin ..

Bir annenin oğluna akıttığı gözyaşı gibi düştün gözümden, öylece samimi ve öylece sınırsız. Giderken hayal kırıklıkları bıraktın ardında, ve umutlar, sahibinin ekmeği tadında.. Yok yok, sen gidecektin, sebepsiz akmazdı ya gözyaşları sebep olacaktın !.

Bir bahar ayı gibiydi gelişin, öylece kuş sesleriyle dolu ve öylece hayat kokuyordu. Gelirken hayatını bıraktın ardında ve umutların vardı bekleme modunda. Yok yok sen gidecektin, öyle ya fazla bekleyemezdi hayatın ardında.

Senin geldiğin yollarda çiçekler bitmişti ve şimdi sen onları ezdikçe, hem ben hem de biz bittik !..